11.27.2012

Küçük Olaylar Karşısında Sabırlı Olmazsan, Büyük Planları Gerçekleştiremezsin*







İlk önce şu fotoğraflara bakalım  ; neler hissedeceğinizi gerçekten merak ediyorum


foto by : dilek yalçın demiralp ( fotoğraf makinem o gün beni yarı yolda bıraktığı için )

hep birlikte 



ilk fideyi ekerken 

şifalı otlar yatağı 

apartmanların arasında 


bakla topları


Halkalı da bir evin arka bahçesinde permablitz yapmaya gittik . Permablitz de ne ola ki ? diyenler için   Permakültür prensiplerine uyarlanmış ve 1 gün süren toplu bir dönüştürme faaliyeti diyebilirim .Herkes kendi malzemelerini getirir kendi üzerine düşen fideleri yetiştirir ve zamanını ayırırır. Seçilen bir bahçenin Permakültür dizaynı yapıldıktan sonra zaman yettiği kadar , ev sahibi için verim elde edebileceği bir bahçe uygulamaya konulur tabi ki hep beraber , bizim kültürümüzde 'imece' ile de kıyaslayabilirim. Normalde köylerde köy ahalisi toplanır ve bir kişi için beraber emek harcarlar bir şeyler inşa ederler ,yemekler yenir içilir tabi bu uzun da sürebilir.  .Yapmaya karar verirseniz İstanbul'da bahçeniz varsa ve siz de bu bahçeden  kendi yemeğimi çıkartmak istiyorsanız permablitzistanbul@yahoogroups.com a mail atıyorsunuz .Ben merak ettim bi detay göreyim diyenler için de berceste  gururla sunar :)

 3 kere uygulamaya katıldıktan sonra kendi bahçenizin de yapılmasını talep edebiliyorsunuz .Kış dönemine      giriyoruz bu sonbaharın son bahçesiydi fakat baharda devam edeceğiz .Şehirde de bunun mümkün olduğunu ve sizin yaptığınızı , bundan sebze hasat ettiğinizi gördüklerinde eminim merak edeceklerdir .


Biriktirdiğimiz meyve çekirdeklerini binamızın güney duvarı  tarafına ekebiliriz , çilek balkonda yetiştirmesi en kolay bitkidir bi arkadaşım balkonunda 1 kilo hasat yaptığını söylemişti .sarımsak ,soğan , kekik ve nane saksıda yetişebiliyor ki domates de öyle kadife çiçeği domatese gelen zararlıları önlediği gibi çok da güzel bi görüntü veriyor


Bu küçük bir başlangıç belki , peyzaj itibariyle istediğiniz gibi  de olmayabilir  Sonuçta belki yediğinizin  küçük bir kısmı , bir bahçe ,balkon ,terasınız varsa neden olmasın  ? Doğa orada duruyor bize yöntemlerini gösteriyor kullanmak varken neden sırtımızı dönelim ki ..

*Çin atasözü

11.19.2012

AYDINLANMIŞ DAR BENCİLLİK* ve biz bunun neresindeyiz ?

istanbul da en sevdiğim şeylerden biri vapur yolculuğu özellikle de tek başıma , otobüse binmek karşıya geçmek için son çaredir ( sis olduğunda vapurlar çalışamadığında) benim için ,

Bugün NATUREL FUARI na doğru yola çıktım .Mustafa Bakır hocamızın Permakültür Etik Tasarım Bilimi konuşmasını dinlemek için , oraya vardığımda salon boştu gerçekten ama bunu iki nedene bağlıyorum ; günlük girişin 20-TL olması , konferansın İstanbul için erken saatte olması ,ama şehir hayatında çalışana veya çalışmayanlar bilirler ki burası insanı gerçekten amacından saptıracak veya unutturacak ciddi karmaşalarla doludur.

Mustafa Hoca benim için çok iyi bir konuşmacı onu dinlemek bana unuttuğum noktaları hatırlattı.Bazen durup amacıma ne kadar yakınım yaklaşabiliyor muyum diye çok sorguladığım oluyor ama yolda ileredikçe daha az korkuyorum  sanırım evet benim köyde bi arazim yok ama şehir ortamında elimden geldiğince kendimi teorik olarak teknik olarak geliştirmeye çalışıyorum imkanım yok demiyorum , gerekirse havuçlarımı,tatlı patatesimi kovaya ekiyorum,kadife çiçeğimi camda yetiştiriyorum,çuvalda patatesimi, kompostumu kovada yapıyorum ,mesela kudret narımı bahçeye ektim hiç kimseye söylemeden gizli gizli bahçenin bi köşesinde yetiştirip hasat ettim ve şu anda güneşte zeytinyağının içinde mutlu mutlu bekliyor  .Ev ortamında yapılabilecek milyonlarca şey sayabilirim .Bunlar Benim gelecekte daha büyük yerlerde yapacaklarımın sadece ön çalışması köyde gerçekten herşey çok farklı işliyor .Mısır toplamaya gittiğinizde , dev kompostu çevirirken ne dediğimi çok iyi anlayacağınızı biliyorum çümkü balkonunuzda yaptıklarınız köyde yapacaklarınızın sadece binde biri , bunu yapmaya üşeniyorsanız çok zor  : ) ... Bill Mollison 'ın dediiği şeyi Mustafa Hoca söylediğinde Dann diye kafaya çarpıyor ''Geçmiş olsun Dünyayı kurtaramadınız'' Ne diyor bu adam ?!!! Dr.Albert Bartlet ve  gerçekten bu işin farkında olan herkesle aynı şeyi söylüyor  ;
                   '' insanın en büyük yetersizliği üstel fonskiyonun gücünü kavrayamamasıdır.






ama durum şu ki sınırlı bir dünyada yaşıyoruz .Dünya nüfusu , petrol, atık, gıda ,şehirleşme , tür tükenmesi ve buna karşılık zaman ...İşte aslında permakültür 'ün devreye girdiği an burası nasıl yapacağız sorusuna, yapmakla ilgili nasıl düşüneceğiz cevabını veriyor .Ve Dünya üzerinde 
*Bizi ne öldürür sorusuyla başlıyor herşey...
Ve bu sorunun cevabını kendi kendimize verdiğimiz zaman Permakültür Etiği kavramı başka bir boyut kazanacak ve bugüne kadar bilim ile ilgili bildiğimiz herşey kafamızda baştan yazılacak . 


Ben yine heyecanlı bi şekilde hayal aleminde gezerken fuarda neler varmış diye merak edip biraz gözatayım dedim .Ama fuar Naturel fuarından çok UnNaturel  kozmetik fuarına benziyordu .Ben geçen hafta tohum takasından edindiğim Hodan-aynısafa merhemi olan nemlendiricimle  mutluyum : ) ve Fuarda WWF ,BUĞDAY derneği olduğu için de ...En azından insanları bilinçlendirmek ,farkındalık yaratmak için bir şeyler yapıyorlar . 






Ben gerçekten yanlızlığı severim ama toplulukların gücüne hep inandım o yüzden hiç bir zaman köye yerleşip sadece kendi yiyeceğim şeyi yetiştimeyi hiç düşünmedim , nedense hayallerimde hep benle beraber yabancılar da vardı ve unutmuyorum ki şehirde olduğum her an geçirdiğim zaman bizi  toprak ana Gaia ile buluşmaya  
bir adım daha yaklaştırıyor ; eğer bir de bu tarafından bakarsak şehir üstümüze gelmez .

YAPABİLİR MİSİNİZ ? 


*

Bir şeyi başkalarına zarar verdiğimizi gördüğümüz halde yapmaya devam ediyorsak cahil/dar bencillik ,sonuçlarını dikkate alıp yapmıyorsak aydınlanmış bencillik olur .


















11.05.2012

BİN KİLOMETRELİK YOLCULUK İLK ADIMLA BAŞLAR

İlk katıldığım takas şenliğini hatırlıyorum , Bayramiç de idi ve elimde sadece emanetçiler Derneğinden aldığım 1 paket tohum vardı çok heyecanlandığımı biliyorum .Tohum takas masasına gittiğiniz ; ki onlar sizi tanımıyor siz onları , aranızda kopmayacak bir bağ inşa etmiş oluyorsunuz, o size tohumlarını veriyor , siz ona ... 

Bu sene kendi apartmanımın bahçesinde yetiştirdiğim sebzelerden hasat ettiğim tohumlarla ŞİLE OVACIK TOHUM TAKAS ŞENLİĞİ 'ne gittim.Bu benim attığım ilk adımımdı.Festival alanına girdiğimizde birbirinden tatlı köy kadınları sağlı sollu tezgahlarını açmışlardı neler yoktu ki el örgüleri ,kolyeler,şile bezinden elbiseler,bahçelerinde yetiştirdikleri sebzeler,kurutulmuş otlar,ballar,gözleme ki çok severim ama önünde ki kuyruk köyün sonun doğru gittiğinden pek gözümün yediğini söyleyemem .



Programı bildiğimden Slow Food Fikir Sahibi Damaklar 'dan Defne Koryürek' in ekmek yapma atöylesini izleme şansım oldu .Maya 'nın nasıl bir canlı olduğunu öyle güzel anlattı ki bir maya dile gelse onunla arkadas olabilirim hissine kapıldım :) 



Sevgili arakadasım Özgen  Tahtacı Örencik köyü Doğal Yaşam Kollektifine katılma kararı almış köyde yaptıkları doğal kremlerin dağtımını yapıyorlardı. Kremler öyle güzel kokuyordu ki...

Bir aile daha doğal yaşama doğru ilk adımını attı. Ben de hazır olduğumda onlar gibi olacağım.

Fotoğraf: Tezgahimiz hazir, senlik icin hazirliklar devam ediyor... http://instagr.am/p/RnQM9zpS2O/


Köyün etrafı en az festival'in canlılığı kadar mükemmeldi.

Bir tohumsever olarak dikkatimi burada tutmalıydım yoksa her an kendimi köyün etrafındaki yürüyüş yollarında bulabilirdim ki öğle yemeğinden hemen önce bunu yaptığımı itiraf etmem gerekli; çevre o kadar yeşil ve o kadar yaşıyordu ki, ayrıca mantar zamanı ve ben mantarlardan hiç anlamasam da onları görmeyi çok seviyorum ...

 


 


Öğlen yemeği için köye döndüğümüzde etraf iyice kalabalıklaşmaya başladı bu kadar kişinin geleceğini düzenleyenlerin bile (Karaot Tohum Derneği,Ekolojik Üreticiler, Slowfood /Fikir Sahibi Damaklar ile Şile Belediyesi) tahmin ettiğini sanmıyorum.

Bu arada Türkiye 'den gitmeden uzun zamandır görüşmediğim arkadaslarımı görmüş olmam da ayrıca mutluluk vericiydi. 

Gitme ?! o ayrı bir yazı konusu :) ... 

Tohumlarımı kaydettirdikten sonra takas masama (oley benimde bir masam vardı) doğru gittim ve evde özenle paketlediğim tohumlarımı yerleştirdim Tohumu olmayanlar için bir şart koşulmuştu, çocuk kitabı. 

Standıma gelenler 2 çocuk kitabı karşılığında tohum aldılar, içimden eyvah eğer böyle devam ederse hiç tohum takas edemeyeceğim galiba diye geçirirken elinde tohumlarla biri çıkageldi. Çok güzel bir sistem yapmışlar herkesin elinde tohum alan, tohum veren kısımlarının yazılı olduğu bir kağıt var ve kayıt sistemi ile hem kime verdiğinizi biliyorsunuz, o da kime verdiğini. Bir süre masamda durduktan sonra bende masaları gezmeye karar verdim ve elime tohumlarımı alıp gezici takasa çıktım. Parayla aram hiç bir zaman iyi olmadığı ve sıkı pazarlık yapmayı beceremediğimden takas sistemi en çok bana yaradı .

- siz de susam var mı ? 
- Yok malesef ,domates verelim 
- Peki benden ne istiyorsunuz ?
- Fasulye var mı ? 
- evet :)


 



Bu işte,şehirde hepimizin hayalini kurduğu şey,yaşadığımız şartların ne kadar zor olduğunu,paraya ne kadar ihtiyaç olduğunu hepimiz görüyoruz ama balkonlarımız,bahçelerimiz bizim şehirde ki manavımız olabilir . En azından maydanoz ,dereotu almayı bırakabiliriz pencere önü bostanı oluştururarak.Tohum takasları , eşya takasları , Servis takasları ( Zumbara ) bunlar bence istediğimiz hayal ettiğimiz geleceğin başlangıcı ...14. chapter görünmez yapılar (*2) konusunun neden bu kadar önemli olduğunu bize kanıtlıyor . *Çin atasözünün dediği gibi Bin kilometrelik yolculuk ilk adımla başlar 

*2 Permakültüre Giriş Kitabı 8. bölüm Topluluk ekonomisi 

11.02.2012

YOLLARIN BAŞLANGICI *

Merhaba ,

Permablitzistanbul'la tanışmam ,  permakültüre giriş ve Permakültür Tasarım Sertifikası almam  hayatımın akışının değişmesi az çok aynı tarihlere gelir , işten ayrılmam ve bu sırada yeniden toprağın diğer yüzüyle karşılaşmam aslında hayatını kamplarda ve dağlarda geçiren benim için çok değişik bir deneyim oldu Pandora'nın Kutusu açıldıktan sonra geriye dönmem mümkün değildi  Gerçekten ortada yanlış giden bir şeyler vardı ve şehirde ben bir ucundan mutlaka  tutacaktım...



belki dünyamızın böyle olmasını sağlayamayız 


ama şehirde yaşadığımız yerden  başlarsak
neden olmasın :) 


*Amin Malouf 'un romanı