Bu sene kendi apartmanımın bahçesinde yetiştirdiğim sebzelerden hasat ettiğim tohumlarla ŞİLE OVACIK TOHUM TAKAS ŞENLİĞİ 'ne gittim.Bu benim attığım ilk adımımdı.Festival alanına girdiğimizde birbirinden tatlı köy kadınları sağlı sollu tezgahlarını açmışlardı neler yoktu ki el örgüleri ,kolyeler,şile bezinden elbiseler,bahçelerinde yetiştirdikleri sebzeler,kurutulmuş otlar,ballar,gözleme ki çok severim ama önünde ki kuyruk köyün sonun doğru gittiğinden pek gözümün yediğini söyleyemem .
Programı bildiğimden Slow Food Fikir Sahibi Damaklar 'dan Defne Koryürek' in ekmek yapma atöylesini izleme şansım oldu .Maya 'nın nasıl bir canlı olduğunu öyle güzel anlattı ki bir maya dile gelse onunla arkadas olabilirim hissine kapıldım :)
Sevgili arakadasım Özgen Tahtacı Örencik köyü Doğal Yaşam Kollektifine katılma kararı almış köyde yaptıkları doğal kremlerin dağtımını yapıyorlardı. Kremler öyle güzel kokuyordu ki...
Bir aile daha doğal yaşama doğru ilk adımını attı. Ben de hazır olduğumda onlar gibi olacağım.
Köyün etrafı en az festival'in canlılığı kadar mükemmeldi.
Bir tohumsever olarak dikkatimi burada tutmalıydım yoksa her an kendimi köyün etrafındaki yürüyüş yollarında bulabilirdim ki öğle yemeğinden hemen önce bunu yaptığımı itiraf etmem gerekli; çevre o kadar yeşil ve o kadar yaşıyordu ki, ayrıca mantar zamanı ve ben mantarlardan hiç anlamasam da onları görmeyi çok seviyorum ...
Öğlen yemeği için köye döndüğümüzde etraf iyice kalabalıklaşmaya başladı bu kadar kişinin geleceğini düzenleyenlerin bile (Karaot Tohum Derneği,Ekolojik Üreticiler, Slowfood /Fikir Sahibi Damaklar ile Şile Belediyesi) tahmin ettiğini sanmıyorum.
Bu arada Türkiye 'den gitmeden uzun zamandır görüşmediğim arkadaslarımı görmüş olmam da ayrıca mutluluk vericiydi.
Gitme ?! o ayrı bir yazı konusu :) ...
Tohumlarımı kaydettirdikten sonra takas masama (oley benimde bir masam vardı) doğru gittim ve evde özenle paketlediğim tohumlarımı yerleştirdim Tohumu olmayanlar için bir şart koşulmuştu, çocuk kitabı.
Standıma gelenler 2 çocuk kitabı karşılığında tohum aldılar, içimden eyvah eğer böyle devam ederse hiç tohum takas edemeyeceğim galiba diye geçirirken elinde tohumlarla biri çıkageldi. Çok güzel bir sistem yapmışlar herkesin elinde tohum alan, tohum veren kısımlarının yazılı olduğu bir kağıt var ve kayıt sistemi ile hem kime verdiğinizi biliyorsunuz, o da kime verdiğini. Bir süre masamda durduktan sonra bende masaları gezmeye karar verdim ve elime tohumlarımı alıp gezici takasa çıktım. Parayla aram hiç bir zaman iyi olmadığı ve sıkı pazarlık yapmayı beceremediğimden takas sistemi en çok bana yaradı .
- siz de susam var mı ?
- Yok malesef ,domates verelim
- Peki benden ne istiyorsunuz ?
- Fasulye var mı ?
- evet :)
Bu işte,şehirde hepimizin hayalini kurduğu şey,yaşadığımız şartların ne kadar zor olduğunu,paraya ne kadar ihtiyaç olduğunu hepimiz görüyoruz ama balkonlarımız,bahçelerimiz bizim şehirde ki manavımız olabilir . En azından maydanoz ,dereotu almayı bırakabiliriz pencere önü bostanı oluştururarak.Tohum takasları , eşya takasları , Servis takasları ( Zumbara ) bunlar bence istediğimiz hayal ettiğimiz geleceğin başlangıcı ...14. chapter görünmez yapılar (*2) konusunun neden bu kadar önemli olduğunu bize kanıtlıyor . *Çin atasözünün dediği gibi Bin kilometrelik yolculuk ilk adımla başlar
*2 Permakültüre Giriş Kitabı 8. bölüm Topluluk ekonomisi